atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Ehlibeyte Düşmanlık ve Sonuçları

Tarihte olduğu gibi günümüzde de Ehlibeyte ve Ehlibeytte temsilini bulan inanca, değerlere, doğrulara, yaşam anlayışına karşı köklü ve ciddi saldırılar var.

İnsanlık var oldukça, kıyamete kadarda bu saldırlar olmaya devam edecektir.

Ehlibeyt Hakk’ın kutsal nurudur ve bu nura saldırıda haliyle lanetli güruhun, karanlık kalplerin temel uğraş alanıdır.

Lanetliler Ehlibeyte, Ehlibeyt bendelerine saldıracakta bunun bir karşılığı olmayacak mı?

Ehlibeyt Hakk’ın kutsal nuruysa onun koruması da yine Hakk’tan gelmez mi?

Elbette, şüphe yoktur ki öyledir.

Ehlibeyte yönelik hiçbir saldırı, hakaret, düşmanlık ve kötülük karşılıksız kalmamıştır.

Öncelikle belirtmeliyim ki kimse Ehlibeyti sevmek zorunda değil, onların inancına ve değerlerine inanmak zorunda değil.

Hatta bir adim daha ileri gideyim; kimse Ehlibeyte “saygı duymak zorunda da değil.”

Ancak hiç kimse Ehlibeyte ve Ehlibeyt bendelerine zalimlik, kötülük ve düşmanlık yapamaz.

Bunu yaptığı anda mutlaka bir karşılığının olduğunu hesaba katması gerekiyor.

Her canlı varlığın kendini savunma ve koruma hakkı varsa, Ehlibeyt bendelerinin de kendilerini savunma ve koruma hakları vardır.

Yani birilerinin öyle sandığı gibi meydan boş değildir.

Hem zahiri ve hem de batini boyutuyla Ehlibeyte düşmanlık edenlerin her iki cihanda yüzleri karadır.

Misal tarihte Ehlibeyte en büyük zalimliğin yapıldığı coğrafyanın başında Kerbela gelir.

İmam Hüseyin ve Candaşları burada şehit edildi.

Bedeni Kerbela çölünde kaldı, bedeninden ayrılan başı ise şu an Suriye’nin başkenti olan Şam’a götürüldü.

Tarih boyunca ve günümüzde bu bölgede yaşayan Ehlibeyt bendeleri olmadık zulümler gördüler, kötülükler yaşadılar.

Peki tüm bunlar karşılıksız mı kaldı?

Yüz yıllardır ve günümüzde dahi bu bölgeler savaşın, yoksulluğun acımasızlığın olduğu yerler değiller mi?

Orada yaşayan yezit ardılları gün yüzü gördüler mi?

Ehlibeyte düşmanlığın bedeli ağırdır hem bu dünyada hem de ötelerin ötesinde.

Bu düşmanlık yapanların akıbetlerini bazen zahiri olarak (yukarıda Irak ve Suriye örneğinde olduğu gibi) açık seçik görebiliriz, ama görmediğimizde bile mutlaka biliyoruz bunun sonuçları olacaktır.

Günümüzde hiçbir değere inanmayan, herkesi geri zekâlı kendilerini ileri görüşlü olarak gören bir takım kimseler adeta 24 saat aralıksız Ehlibeyte küfür ve hakaret ediyor, Ehlibeyte inananları aşağılıyor, küçümsüyor ve inançlarından dolayı alay ediyorlar.

Bu tür kimselerden birkaç tanesini tanıyorum ve sizi temin ederim ki ne aile hayatları ne dostlukları ne iç huzurları var.

Hepsi lümpen, hayatı ıskalamış, ruhları karanlık dehlizlerde debelenen kimselerdir.

Bunları gördükçe bir kez daha anlıyorum ki Ehlibeyte düşmanlık edenin yaşamı berbat, ruhu karanlık ve akıbeti hayır değildir.

Hiçbir kaygıya ve kedere gerek yok.

Bu yol sahipsiz değildir.

Ehlibeyte düşmanlık edenler mutlaka bu düşmanlığın karşılığını göreceklerdir.

Ne mutlu her tür karanlık kuşatmaya karşın zerre şaşmaksızın Ehlibeytin aydınlık izinden gidenlere.

Remzi Kaptan

 

 

 

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!