atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Ehlibeyt Günümüzde Yaşasaydı

İman, inanç ve ikrar noktasında biz Alevilerin netleşmesi gerekiyor.

İman ve inanç denilince esas almamız gereken Ehlibeyttir.

Bizler Ehlibeyt itikadını güdenleriz.

Bizler için Ehlibeytin din anlayışı sonsuza dek varlığını koruyacaktır.

Ehlibeyt denilince bizlerin anladığı ve yaşadığı din anlayışı ile başkalarının Ehlibeytten anladığı ve yaşadığı din anlayışı bir ve aynı değildir.

Evet, bizler bu bilinçle inancımızı yaşamaya çabalarsak, kişiliğimizde müthiş bir gelişme ve sıçrama meydana gelir.

Anlam arayışı ve kargaşamız son bulur, netleşir ve yeni ufuklara doğru yol almış oluruz.

Bunu yapmak yerine basit ve ucuz gündelik kargaşanın, debdebenin eseri olmuşuz.

Böyle olunca da kalbimizin daralması, yüreğimizin sıkışması, nefesimizin kesilmesi kaçınılmazdır.

Hayatı bir takım ideolojik yaklaşımlarla, kavmiyetçilikle, gelişmemiş benlikle anlamaya ve yaşamaya çalışıyoruz.

Böylesi bir yaşayışın en başta bize ve bizimle beraber içinde yaşadığımız dünyadaki hiç kimseye bir faydası yoktur.

Şöyle düşünelim: Ehlibeyt günümüzde yaşamış olsaydı nasıl bir inancın, davranışın, ibadetin, düşüncenin sahibi olurdu?

İnsanlığa, doğaya ve diğer cümle varlıklara nasıl yaklaşırdı?

Ehlibeyt insanlığa korku ve düşmanlık yerine, güven ve barışı sunmaz mıydı?

Karamsarlık ve olumsuzluk yerine huzuru ve umudu vermez miydi?

Peki bizler günümüz Ehlibeyt bendeleri, takipçileri öyle mi davranıyoruz?

Bizler insanlığa ne verebiliyoruz?

İnsanlığı bir yana bırakın kendi toplumumuza ve hatta kendimize ne verebiliyoruz?

Anlam, coşku, umut ve dolu dolu yaşanan, her anı verimli ve manalı yaşanan bir yaşamın sahibi miyiz?

Ehlibeyt gönüllere girerdi ve girdiği gönüller onu ölümüne sahiplenir ve korurdu.

Peki biz kaç gönüle girebildik?

Gönüle girmek bir yana düşünce, üslup ve davranışlarımızla gönülleri incitmiyor muyuz?

İman, inanç ve ikrar noktasında Ehlibeyte bağlıysak ve bunu içselleştirip özümseyerek hayata aktarabiliyorsak, bizler için aşılmayacak hiç bir engel, yenilmeyecek hiç bir zorluk yoktur.

Her şeyden önemlisi sonsuzluk diyarının sonsuz lezzetleri Ehlibeyt bendelerinindir.

Madem öyle, madem buna iman etmişiz, o halde nedir bu basitlikler, ucuzluklar, pes etmek ve geri durmalar?

Dediğim gibi bu bir züğürt tesellisi falan değildir, iman ve inanç anlayışının gerektirdiğidir.

Bu vesile bir kez daha o sorumluluğu taşıyor olmanın bilinciyle, yani günümüzde Ehlibeyti temsil ediyor olmanın tüm sorumluluğunu almış olmanın inancı ve gururuyla önümüze bakmalı, çalışma ve mücadelemizi ona göre geliştirmeliyiz.

Böyle yaparsak dar kavmiyetçiliği, ideolojik körlüğü, anlam kargaşasını aşabilir ve tarihte sayısız erenimizin yapmış olduğu gibi insanlığa nefes aldırabilir, güzellikler katabiliriz.

Bu inanç ve imanla her adımımızı atalım, her sözümüzü söyleyelim, her davranışımızı şekillendirelim.

Göreceğiz ki yaşamımız aşk, umut, inanç, kararlılık ve asalet olup cümle varlığa yansıyacaktır.

İnanın ve ona göre davranın, yaşayacaksınız.

Çünkü Ehlibeyt, bendelerine daima yoldaştır.

Yoldaşı Ehlibeyt olan, daha ne ister ki?

Remzi Kaptan

 

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!