atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Aleviler Yakınmaktan ve Bahanelerin Arkasına Saklanmaktan Vazgeçtiklerinde Ancak Varlıklarını Koruyabilirler

Toplumsal varlığımızın hayatın her alanında daha iyi bir konumda olması için ne yapmalıyız?

Daha basit ve anlaşılır bir ifadeyle; Alevilerin varlıklarını koruması, geliştirmesi, inançlarını yaşaması ve gelecekte de Aleviliğin var olması için ne yapmalıyız?

Ne yapacağız konusuna elbette detaylı ve geniş şekilde kafa yorabiliriz.

Fakat bugün üzerinde durmak istediğim nokta, ne yapmamamız gerektiğidir.

Bugün en temel haklarımız noktasında yetersizsek, daha en basit konularda bile bir güvencemiz yoksa, inancı yaşamada ve varlığımızı korumada hayati bir mücadele içerisindeysek, öncelikle bunun hesabını kendimizden sormalıyız.

Biz neden bu haldeyiz ve bu halde olmamızda bizlerin kabahati ne kadardır?

Şunu kesinlikle yapmamalıyız: asla karşıtlarımızı ve başkalarını suçlamamalıyız.

Eğer karşınızda bir düşmanınız varsa sizin o düşmandan yakınmanız gerekmez ki.

İnsan düşmanından yakınmaz, durmadan onun yaptığı kötülükleri dile getirip ağlamaz.

İnsan olan, bunun yerine mücadele eder, düşmanın kötülük yapma kabiliyetini en aza indirmeye ve böylece en az zararla bu düşmandan kurtulmaya çalışır.

Bizler genelde mücadele edeceğimize durmadan karşıtlarımızın ne kadar kötü olduğunu, güçlü olduğunu, gaddar olduğunu dile getiriyoruz.

Ya merhamet bekliyoruz veya daha üst bir güçten medet diliyoruz.

Bunların hiç birisi doğru değil ve hiçbir getirisi de yok bunun.

Düşmanınız ne kadar güçlü ve yenilmez olursa olsun, eğer siz doğru yol ve yöntemlerle mücadele ederseniz mutlaka bir yol bulur ve zafere ulaşırsınız.

Zafere ulaşmanın yolu yakınmak, ağlamak değildir.

Azimli, kararlı ve ikrarlı bir şekilde mücadele etmek, çabalamak, çalışmaktır.

Bu öncelikle zihinde başlamalıdır.

Oradan adım adım hayatımızın her alanında kendine yer bulmalıdır.

Misal her gün neredeyse defalarca birçok kimseden duyuyorum; filan dini kurum bizi asimile etmek istiyor.

Ya arkadaşım o dediğin kurumun görevi budur, seni asimile etmek.

Bunun için işte on binlerce personeli ve rakamlara sığmaz bütçesi var.

Adam görevini yapıyor, sen niye bundan yakınıyorsun ki?

Madem o görevini en iyi şekilde yapıyor, sende görevini yap.

Sen görevini yapmak yerine durmadan bahane ve gerekçe üretiyorsun, onların arkasına saklanarak ağlıyorsun.

Bu bahaneler ve ağlamaların seni asimile olmaktan, yok olmaktan kurtarır mı sandın?

O asimle etmek için çabalıyor, sen asimile olmamak için ne yapıyorsun?

Bunu dile getirmek yerine karşıt bir çalışman var mı?

Misal inancını çocuklarına öğretebiliyor musun?

Madem bu inancın yok olmasını istemiyorsun, o halde en başta bu inancı senin yaşaman ve yaşatman gerekmez mi?

Madem güçlü değilsin, neden güçlü olmanın yollarına bakmıyorsun?

Diğerleri neden güçlü oldu, durduk yere mi bu kadar güç ve imkân sahibi oldular?

Elbette ki hayır.

İnandılar, mücadele ettiler ve sonunda başarılı oldular.

Bunu kabullenmek zoruna gidiyor olabilir, ama gerçeğimiz budur.

Sende diren, çabala, üret, mücadele et.

Bütün bunları yap, bak bakalım ondan sonra zaferler senin oluyor mu olmuyor mu?

Bir diğer düşündürücü noktada, biz sanıyoruz ki gelişmiş ve güçlü toplumların sanki çok umurunda Alevilerin ezilmesi.

Sandığımız için bazen onlara şikâyet ediyoruz bizleri yok sayanları.

Hiç ama hiç kimsenin umurunda değil Alevilerin ezilmeleri, katledilmeleri, yok sayılmaları.

Sen eğer güçlüysen, öz gücün varsa ancak bir değer ve kıymet görürsün.

Bunun dışında milyonlarca katledilsen dahi kimsenin zerre kadar umurunda olmaz.

Madem gerçeğimiz bu, madem tek başınayız; o halde tez zamanı yok hiç bir bahanenin ve gerekçenin arkasına saklanmadan, bir an bile geçirmeden mücadele ve hizmet etmeliyiz.

Ancak böyle geleceğimizi garanti altına alabiliriz.

Yoksa bir süre sonra bahane üretecek dilimizde kalmaz, kötülüklere ağlayacak gözümüzde kalmaz.

Remzi Kaptan

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!