atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Aşk Özgürlüktür

Verili olanı kabul eden, başkalarının dayatmış olduğu kurallara boyun eğen birisi tutsaktır.

Maddiyat için kırk takla atan, maddiyatı her şeyin üzerinde tutan birisi yamuktur.

Samimiyet ve iyi niyeti hiç acımadan harcayan birisi yavşaktır.

Tutsağın, yamuğun ve yavşağın aşkı da onlar gibidir.

Oysa aşk; özgür olan, samimi ve mert olan insanların işidir.

Hiç bir geriliğe ve şarta aldırmadan, gerektiğinde aşkı için dünyayı karşısına alabilen yürekli ve mert insanların işidir aşk.

Körü körüne bir bağlılık değildir aşk.

Verili olanın, şartların dahilinde yaşanan değildir.

Yine hormonal bir olay yani cinsellik değildir aşk.

Bütün bunların çok çok ötesindedir, üstündedir.

Aşk ısmarlanma ile gelmez.

Aşk, kurallar ile yaşanmaz ve bu anlamda kuralsızdır aşk.

Aşk yanmaktır bir noktada.

Coşkun bir sel gibidir aşk, tüm setleri yer ile yeksan eder.

İçinde fırtınalar yaşatır, depremler meydana getirir, kasırgalar dolaştırır ve insanın davranışına ve hatta yüzüne dahi yansır aşkın bu içsel hali.

Bu denli somuttur aşk.

Aşk her zaman ve her çağda vardır.

Vardır çünkü aşk en insani olandır.

İnsan var olduğu sürece aşk da olacaktır.

Aşksız bir yaşam otomatiğe bağlanmış robotumsu bir yaşamdır.

Böylesi bir yaşam insani değildir.

İnsanı insan eden en yüce ve soylu duygudur aşk.

Aşk insanlaşmadır bir yönüyle.

Aşkı olmayanın yaşamı ne kadar özüne uygun bir şekilde, insanca yaşadığı tartışılır.

Aşk illa kadın erkek arası bir ilişki boyutu değildir.

Bu esas ve temel olarak algılansa dahi ve bunun şahsında Hakka aşk asıl özlenen olsa dahi; bir çok şekilde ve bir çok boyutuyla aşkı yaşamak mümkün.

Misal bir annenin evladını bağrına basması ve o an adını koyamadığı aşk hali ile göz yaşlarını akıtması aşk değil midir?

O aşk en saf ve en yüce boyutuyla çıkarsız şekilde yaşanmıyor mu?

Çıkarın, üçkağıtın, hilenin ve sahtekarlığın olduğu bir kişilikte, ortamda aşk olmaz.

Köleliğin ve tutsaklığın hakim olduğu, verili kurallara sıkı sıkıya bağlı olan bir kişilik aşka kapalıdır.

Aşk; duyguda, düşüncede, davranış ve eylemde özgür olanların, özgürlüğü varoluşa cevap olarak anlayıp yaşayanların işidir.

Günlük kaygıların anaforunda boğulan, onları yaşamın merkezine koyan, yaşamı maddiyat ve insanların belirlediği ve kurumsallaştırdıkları kurallara göre adeta manevi bir kafeste yaşarcasına yaşayanlar; aşka en uzak kimselerdir.

O kimselerin sırf onlara benzemediği için, onlarla aynı duygu ve davranış boyutunda olmadığı için kınadıkları ve hatta toplumun kenarı diye niteledikleri ise asıl aşkı yaşayanlardır.

Belki bu manada o aşkı yaşayanların çokça gösterecek görkemleri yoktur.

Yani maddi ve biçimsel bir takım başarıları yoktur.

Ama sonsuz gök yüzü, yıldızlar, varoluşa anlam ve en insani duygu olan aşkları vardır.

Bir sevgilinin bakışında, bir evladın gülümsemesinde, bir yıldız kaymasında, bir sonbahar yaprağının nazlı nazlı süzülüp yere düşmesinde, bir kalp ağrısında, bir yürek sızısında, bir içe işleyen sıcak gülümsemede.... ve daha nice nice güzellikte kainata, doğaya, insana, sevgiliye ve en nihayetinde Hakka sonsuz bir aşkları vardır.

Ask ile.

Remzi Kaptan

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!