atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Orta Asya'da Alevilik ve Aleviler

Remzi Kaptan

 remzi.kaptan@yahoo.com

 

Alevilik, sanılanların aksine, sadece bir bölgede ve etnik kimlikte yaşanan bir inanç değildir.  Bir çok bölgede, etnik kimlikte, farklı sınıflarda yaşanan bir inançtır.

Alevilik inancı tarihin bir çok döneminde farklı coğrafyalarda daha yaygın ve etkin bir inançtı. Günümüz ile kıyaslanmayacak şekilde ve farklı halklar arasında çok sayıda inananı olan bir inançtı. Ancak tarihsel süreç, özellikle Şah İsmail'in Çaldıran savaşında yenilmesiyle Alevilerin etkinliği günden güne erimeye ve daha dar alanlara sıkışıp kalmaya başlandı.

Her ne kadar Alevilerin nüfusu ve etki alanları gerileyip sınırlanmış da olsa, küçük zümreler halinde kalmış da olsalar, yoğun baskılar sonucu inançta bir çok değişimler olmuş da olsa; Alevilik varlığını sürdürüyor.

Varlığını sürdürüyor sürmesine ancak çok küçük zümreler şeklinde ve ağır baskılar sonucu yaşamlarını devam ettirebilmek için inançlarında değişimler, egemen inanca benzeşmeler kaçınılmaz olmuştur. Dolayısıyla bizler Orta Asya'da Alevilik ve Alevilerden bahsederken, kimse bu coğrafyalarda kendilerinin yaşayıp praktize ettikleri gibi bir Alevilik aramasın. Ancak biraz üstü silindiğinde, belli bir güç ve güven sunulduğunda, inanıyoruz ki Alevilik tekrar yaşamsal olacaktır ve o zaman Aleviliğin genel muhtevasına benzer bir Aleviliğin Orta Asya coğrafyasında da yaşandığı görülecektir. Çünkü Alevilik inancı öyle kolay silinip atılacak bir inanç değildir.

Dileğimiz, isteğimiz, çabamız; Alevilik inancının tekrar, eskiden var olduğu ve var olması gerektiği bütün coğrafyalarda hayat bulmasıdır. Bütün yer kürede deyişlerin çalınması, semahların dönülmesi, delillerin uyandırılmasıdır. İnanıyoruz ki kendisini bu yola adamış, bu yolla/yolun değerleriyle bütünleşmiş olan “modern zaman dervişleri” bunu başaracaklardır.

Bu ön açıklamalardan sonra konuyla bağlantılı bir coğrafya olan Orta Asya ve o bölgede varlıklarını küçük gruplar halinde ve değişime uğramış da olsa sürdüren Aleviler hakkında biraz bilgiler verelim.

Orta Asya diye adlandırılan bölge kesin sınır çizgileri olan bir bölge değildir. Yine de Orta Asya denildiğinde akla Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan devletleri gelir. Bu devletlere Afganistan, İran, Çin gibi devletlerin bazı bölgelerini katmak da gerekiyor.

Çok sayıda etnik kimliğin ve dini inancın var olduğu bölgede siyasi, ekonomik, kültürel, dini olarak egemenlik kurmak isteyenler/egemenliklerini sağlamlaştırmak isteyenler tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de çeşitli yol ve yöntemlerle egemenlik kurmak ve egemenliklerini korumak için mücadele yürütüyorlar. Bu anlamda Orta Asya, dünyadaki  istikrarsız ve her gelişmeye açık bölgelerden biridir. Bu istikrarsızlık ve sürekli çatışma hali sadece yerel güçlerin kendi aralarındaki iktidar mücadelesinden kaynaklanmıyor. Bununla beraber, bölgedeki zengin doğal kaynakların paylaşılması noktasında da global güçlerin bir mücadelesi de söz konusu.

Hem yerel ve hemde global güçlerin mücadelelerinden dolayı dengelerin her an değişebileceği bölgede eğer güçlü ve güven veren bir Alevi kurumlaşması olsaydı, bölgedeki Alevi zümrelerde dikkate alınan bir güç olurlardı. Ne yazık ki böyle bir durum şu an için söz konusuz değil. Kimsenin Alevileri dikkate aldığı yok. Dolayısıyla gelişmeler her ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Aleviler için olumsuzlukla neticeleniyor. Hangi güç egemenlik yarışında bir adım öne geçerse o güç Alevileri daha da güçsüz kılmaya, kendi egemenliklerine hizmet edecek şekilde dizayn etmeye çalışıyor. Bu konuda oldukça mesafede alınmış durumda. Şu an itibarıyla Alevi varlığı parmakla sayılacak kadar azalmış durumda. Ancak bu durum Aleviliğin inançsal olarak tamamen o coğrafyada yok olduğu anlamına gelmiyor.

Bölgede Suudi Arabistan destekli Vahabbiler, Türkiye destekli Nurcular, etkinlikleri sınırlıda olsa İran destekli Şii gruplar ve yine çeşitli devletler ve bu devletlerin yerel güçleri başta dini olmak üzere hayatın her alanında egemen olmak için ciddi bir mücadele yürütüyorlar. Tarikatlar anlamında bölgede bir çok tarikat olmasına karşın en etkili tarikat Nakşibendliktir. Diğer tarikatlar Nakşibendilik içinde erimişlerdir. Aleviler, dünyanın ve hayatın bir çok alanında nasıl geri bir konumdaysalar Orta Asya'da da durum aynısıdır. Orta Asya'da şu an için Alevilik ve Alevilerden bahsetmek diğer güçler karşısında komik duruma düşmek demektir.

Doğrudur. Alevilik açık ve aleni şekilde sayı olarak çok insanlarca yaşatılmıyor. Ancak sabırlı ve güven verici bazı çalışmalar neticesinde Aleviliğe tekrar bir ilginin ve benimsemenin olacağına inanıyoruz. Çünkü, her ne kadar Alevi izlerinin üstü tozlarla kaplanmış da olsa bu izlerin üzerlerindeki tozlar alındığında bir çok değerin tekrar ortaya çıkacağı kanısındayız. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Alevilik inancı öyle kolay kolay kalplerden sökülüp atılacak bir inanç değildir.

Orta Asya'da Alevilik ve Alevi gruplar hakkında daha ayrıntılı bilgiler edinmek isteyenler Ali Yaman'ın “Allahçılar Orta Asya'da Yesevilik Kızılbaş Türkler Laçiler” adlı çalışmasına bakabilirler.

 

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!