atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Kırklar Ceminde Semah Nasıl Dönülürdü

Biz Alevilerin toplu halde yaptıkları ibadet cemdir. Cemimizin kaynağı, kökeni Kırklar Cemidir.

Kırklar Ceminin kaynağını Hz. Muhammed ve Hz. Ali'dir. Bu ibadetin temeli bizim inancımıza göre ilk insana/lara kadar gider. Ancak Hz. Ali ve Hz Muhammed ve Kırklar Meclisinin diğer üyeleriyle bu ibadet özünü tamamlamıştır.

Biçim olarak farklıda olsa öz olarak ilk insanlarda cem yapıyorlardı. Zaten cemin anlamı da birleşmek, birlenmek, bir araya gelmektir. Bir araya gelip dua edip, ibadet edip, hakikatin bilincine ulaşmaya çalışmak, lokma paylaşmak ve daha sonrasında muhabbet edip eğer varsa müşkül bir durum onu çözmek...

Semah cem ibadetimizin bir bölümüdür.

Şimdi bazı akli evveller, çok bilmişler, din-diyanet uzmanı kimseler bizlerin ibadetini aşağılamak, küçümsemek, yeteri derecede bilinç sahibi olmayan ve inancını yaşamayan Alevileri asimile etmek için bazı sorular soruyorlar.

Örneğin diyorlar ki “madem semah ibadettir siz cemde semah döndüğünüzde bağlama eşliğinde deyişler söyleniyor. Madem bunun kaynağı Kırklar Cemidir ve bu cemde Hz. Muhammed ve Hz Ali de bulunmuştur, onlarda mı bağlama eşliğinde semah dönüyorlardı?”

İnancımıza saygı duymayan, daha doğrusu kendisi dışındaki hiç bir inanca saygı duymayan, din adına insanların kafasını kesen, hoşgörü ve farklılık nedir bilmeyen, kendi doğrularının dışında da doğru olabileceğini kabul etmeyen bu zihniyetin mensuplarına şöyle cevap vermeliyiz:

“Elbette ki Hz. Muhammed ve Hz. Ali cem yaparken bağlama çalmıyorlardı ve günümüzde söylediğimiz deyişleri söylemiyorlardı. Zaten bunu iddia etmiyoruz ki... Ancak Hz. Ali, Hz. Muhammed ve diğer Kırklar Meclisi üyeleri ibadetlerini yine yapıyorlardı. Yani onlar birlikte dua ediyor, ilahiler söyleyerek semah dönüyorlardı. Semah dönmek için, ibadet etmek için illa bağlama olması gerekmiyor. Bağlama belkide 600 senedir ibadetimizde kullanılan bir enstrümandır. Ondan öncede ibadet ederken yine aynı ibadeti yapıyorduk. İbadetimiz öz olarak aynıydı. Günümüzde sadece biçimsel bazı değişimler olmuştur. Bağlama o değişimlerden birisidir.”

Bu biçimsel değişimler sadece bizlerin inancında yoktur. Tüm inançlarda vardır.

Bizlerin ibadeti olan cem ilk günkü gibi aynı özdedir. Biçim değişmiş, öz aynı kalmıştır. Bu ibadete ters bir durum değildir.

Sünnilerde de değişim olmuştur. Örneğin eskiden cami, minare var mıydı? Veyahut müftü, şeyh, müezzin, hoca, imam, molla bunlardan hangisi vardi Hz. Muhammed döneminde?

Yine teravih namazı diye bir namaz, mevlit var mıydı?

Hz. İsa zamanında kilise var mıydı? Varsa bu günkü kiliseler gibi miydi? Yine ayinler şimdiki gibi miydi?

Sünnilik ve Hristiyanlık uzmanı değilim, ancak eminim ki sayısız yenilikler kaçınılmaz olarak Sünnilikte de, Hristiyanlıkta da, Yahudilikte de vardır.

İnançta esas olan özdür.

Ne yazık, ne yazık ki dini algılamaktan aciz, yaşamı kavramaktan uzak kimseler dini biçimsel kurallara indirgemiş ve biçimi özün yerine koyarak adeta yeni putlar yaratmıştır.

Toplumsal gelişim doğal olarak biçimsel değişimleri zorunlu kılıyor. Dogmatik bir şekilde kaba ve bağnaz bir şekilde biçimi asıl inancın yerine koyup inancın özünü yadsıyıp biçimi esas almak kaçınılmaz olarak yobazlığı doğuruyor.

Elbette biçim ve kurallar olmalıdır. Zaten bunu yok sayamayız. Nitekim cemimizde biçim ve kurallar var. Ancak bağlama örneğinde olduğu gibi esas olan özdür. Bu öz ise sevgiyle yaklaşmak, ibadetin temeline sevgiyi koymak, sevgi ve paylaşım esaslı bir ibadeti yerine getirmektir.

Biz Alevilerin ibadeti böyledir. İbadetimizi Allah'tan korktuğumuz için yapmıyoruz. Cennet ve cehennem hesabı içinde  ibadet yapmıyoruz.

Tamamen yaratılışın gayesine saygılı bir şekilde anlamlandırmak, var olmanın bilicinde olmak, Hakkı bilmek ve ona geldiğimiz gibi, tertemiz bir şekilde arı-duru şekilde gitmek için ibadetimiz yapıyoruz.

Sonsuz kainatta toz zerresi büyüklüğünde bir dünyada ibadetimizi bu anlayışla yapmaya çalışıyor, semahımızı bütün kainat ile yekcan olarak dönmeye çalışıyoruz. Semahımızı dönerken bir noktada bağlama veya başka bir aletin olup olmamasının bir önemi yok. Asıl o anlarda önemli olan birlik haline ulaşıyor olmamızdır.

 

Remzi Kaptan     remzi.kaptan@yahoo.com

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!