atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Ya Hızır

Geçmişe kıyasla günümüzde Hz. Hızır'a daha çok ihtiyacımız var.

İnsanoğlu varoluşundan bu yana her zaman için darda, zorda, karanlıkta, uçurum kenarlarında kalmış; her zaman için amansız engellerle boğuşmuş, varlık-yokluk mücadelesi vermiştir. Fakat çağımızdaki zorluklar geçmişin zorluklarına oranla daha bir zor, asılmaz, baş edilemez, mücadele edilemez durumdadır.

Neden böyledir?

Çünkü çağımızdaki zorluklar geçmişin zorluklarına benzemiyor. Yepyeni zorluklardır ve insanoğlunun bu zorluklar karşısında deneyimi sınırlıdır.

Geçmiş zamanlarda insanlar doğaya karşı korunaksız, güçsüzdüler. Hastalık ve sağlık konusunda bilgisizlerdi. Yaşamı kolaylaştırıcı olanaklardan yoksundular.

Savaşlar vardı, açlık vardı, kıyımlar ve haksızlıklar vardı. Ancak savaşlar bile belli bir savaş kuralı çerçevesinde yapılıyordu. Açlık ve yoklukla mücadele dayanışma ile yoluna koyuluyordu.

Doğaya saygı, birliktelik, kardeşlik hukuku, dayanışma geçmişte yerli yerine oturan, gerçeklikte karşılığı olan, uygulanan kavramlardı.

Geçmişte yine Hz. Hızır'a ihtiyaç vardı. Ancak zamanımızda Hz. Hızır'a olan ihtiyaç katlanmıştır.

Nasıl bu sonuca ulaştık?

Modern zamanlarda yaşayan insan belki hastalıkları belli bir çerçevede dizginlemiştir. Açlık sorunu eskiye kıyasla daha azalmıştır. Doğaya karşı korunaklı hale gelmiş, doğayı denetim altına almış, hatta alt etmiştir. Bütün bunları elde eden insan ne yazık ki kendi bencilliğinin, rekabetinin, teknolojik ilerlemesininde bir noktada kurbanı olmuştur.

Kapitalizmin, post modern zamanların kültürel dayatmaları, rekabetin, teknolojik ilerlemelerin girdabında kalan insan dayanışmayı, aileyi, paylaşımı, kardeşlik ve doğayla barışıklığı, kendisi ile barışıklığı unutur hale gelmiş, bir anlamda kendisine yabancılaşmıştır.

Atmosferin dışına çıkmış olan, uzay derinliklerine yolculuk planları yapan insan, diğer yandan kendi içsel yolculuğunu noktalamış, yolunu belirsiz ve tanınmaz hale getirmiştir.

Yolunu bilemez hale gelmiş olan insan yıldızların haritasını çizse bile yinede çok yol katetmiş sayılmıyor.

Evrenin içine, başlangıç noktasına yolculukta dahil tüm yolculuklar içten başlıyor. Modern insanın ise içe doğru gidecek bir yolu yok. iste Hz. Hızır modern zamanların insanlarına bu içsel yolculuğun eksikliklerinin sonucunda yardıma gelmeli, carına yetişmelidir.

Modern zamanlarda, yani maddi olarak belli bir noktada olmak, hastalıklara göğüs germek, bedensel acıların aza indirilmesi, iletişim teknolojileri başta olmak üzere insan yaşamını kolaylaştıran (ve aslında yaşamı güzelleştirmesi gereken ancak pratikte tersi bir işlev gören) teknolojilerin alabildiğine çoğalması insan yaşamını daha anlamlı ve mutlu kılmıyor.

Zamanın insanı olarak her tür hileye, düzenbazlığa, üçkağıtçılığa açık haldeyiz ve bunları yetenek ve marifet sayıyoruz.

Aile, dayanışma, paylaşım, kardeşlik hukuku ise bize yabancı ve uzak davranışlardır.

Öyle bir hale geldik ki bedensel olmayan ama bedene etki eden çok sayıda hastalığın sahibiyiz. Antidepresanlar yaşamımızın ayrılmaz parçaları.

Ve işin üzücü tarafı da gelecek çağlarda da bu durum daha da bir yoğunlaşacaktır.

Yani yalnızlık, kendi içine kapanıklık, yaşamı sadece maddi başarıyla sınırlama, bedensel hazları esas alma, başkası için eğer çıkarımız yoksa kilini kıpırdatmama...

Oysa insanı insan eden bazı değerler ve doğrular vardır.

Mesela yardımlaşmak, dayanışmak, paylaşmak, güvenmek, karşılık beklemeden ilgi göstermek, samimi olmak... Bu tür davranışların ve düşüncelerin olmadığı bir yaşam ne kadar maddi başarı ile taçlanırsa taçlansın anlamsız ve değersiz bir yaşamdır, nazarımda.

Hızır nebinin asıl olarak günümüzde bize maddi anlamda yardımdan ziyade bu konuda carımıza yetişmesidir. Yani depresyon, stres, bunalım, yalnızlık, bir başınalık, samimiyetsizlik... gibi konularda.

İnancımızda her birey potansiyel bir Hızır'ı Aleyhi selam değil mi?

Öyle olduğuna göre bizler kendimizden başlayarak, hiç bir karşılık beklemeden neden başkasına yardim ederek, destek olarak, güç vererek, paylaşımda bulunarak Hızır konumunda olmayalım?

Bizler açısından zaten hiç bir sıkıntı ve zorluk yoktur. Çünkü biliyoruz ki inananlar için Bozatlı Hızır her dem hazır ve nazırdır.

Remzi Kaptan     remzi.kaptan@yahoo.com

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!