atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Annenin ve Anneliğin Kutsallığı/Modern Zamanlarda Annelik

Herhalde dünyadaki en güzel duygulardan birisi anneliktir. Hem anne için hem evlat için. Çift taraflı çok yoğun ve güçlü bir duygudur. Bazı kimselere göre yer yüzünde mevcut olan duyguların en yücesidir ve başka hiç bir duyguyla kıyaslanmayacak kadar anlatılmaz şekilde  içtenlikli yaşanan bir duygudur.

Erkeklerin belkide hiç bir zaman anlayamayacakları ve yaşamayacakları duyguların en içteni, çıkarsızı, en özüdür annelik.

Böylesi olağanüstü boyutta yaşanan bir duygu bile yeri geliyor zamana yeniliyor ve bu duygudan azade  bir şekilde (insanı yücelten, insan olduğunu hatırlatan bu duygu hiçe sayılarak) annelik dahi yeniden tanımlanmaya çalışılıyor.

Son 50 yılda, değişen ve gelişen üretim ilişkileri, yaşam standartlarının farklılaşması, şehirleşme, boşanma oranlarının yükselmesi, yalnız yaşama tercihi ve daha başka faktörler kadınların aileye, çocuklara bakış açısını değiştirdi.

Çocuk demek sevginin yanı sıra bakım, sorumluluk, emek, kendi bireysel zevklerinden feragat... demektir. Böyle olunca da çağımızın modern insanın çocuklara ve aileye bakışı ister istemez farklı bir noktaya taşınıyor. Yani çocuksuz, ailesiz, kendisine odaklanmış, kendi rahatını esas alan, kimsenin sorumluluğunu taşımak istemeyen bir nokta.

Kimsenin yaşam tarzını, hayatı algılayışını, bireysel tercihlerini yermek, bunlardan dolayı mahkum etmek bizlerin olmadığı gibi, kimseninde hakkı değildir. Başkasına zarar vermediği müddetçe herkes istediği hayatı yaşamakta serbesttir. Ancak bu tür bir tercihe saygılı olmakla beraber, kendi düşüncelerimizi ve doğru bulduklarımızı anlatmak da hakkımızdır.

Bize göre kutsal olan annelik duygusunu her kadın yaşamalıdır. Geçerli ve önemli bir sebebi, sağlık gerekçesi yoksa, kimsenin kendisini başka boyutlara taşıyan, yaşama bakışını değiştiren, olay ve olguları kişinin gözünde yeniden şekillendiren bu duygudan kendisini mahrum etmemesi gerekiyor.

Soyun sürmesi bir yana, bir canlıya hayat vermek; böyle bir güç acaba ne ile kıyaslanır? Bu yaratma gücü kime özgüdür? Bu bile başlı başına çocuğa bakış açısını olumlu anlamda değiştirebilmelidir. Çünkü annelik bu anlamıyla yani yaratıcı olmasıyla çok yüceler yücesi bir mertebedir ve cennet annelerin ayakları altındadır sözü de bu noktada önemli, doğru, yerinde bir referanstır.

Gelişmiş, eğitimli, şehirli, modern hayatı yaşayan, ekonomik bağımsızlığı olan, donanımı tam olan kadınların çocuk fikrinden uzak durmaları, bunu kariyer ve mesleki başarı önünde engel olarak görmeleri gerçekçi ve doğru bir argüment, gerekçe değildir. Kadın hem mesleki anlamda ilerleyebilir, hem de çocuk sahibi olabilir.

Hatta Avrupada çokça örneğini yaşadığımız, gördüğümüz gibi çocuk ve aile meslek hayatında başarı için önemli bir dayanaktır. Düzenli, oturmuş  bir aile hayatının mesleki anlamda hiç bir dezavantajı olmadığı gibi aksine başarıda etkisi büyüktür.

Belki eskiden kır yaşamında olduğu gibi çok çocuk yapmak tartışılabilinir. Yine geçici ilişkiler veya sağlam temeli olmayan evliliklerde çocuklar söz konusu olmayabilir. Ancak sonuç itibariyle annelik duygusunun yaşanmasını doğru buluyoruz.

İnancımız, insana bakışımız, doğaya bakışımız bunun böyle olduğu yönündedir. Erenlerimizin mecazi anlamda söyledikleri gibi, “çocuk olmayan eve şeytan girer” sözü, çocuk seslerinin yer yüzünde asla eksik olmaması gerektiğini doğruluyor.

Bu yukarıda söylediklerimiz, belli bir ekonomik ve bilinç boyutunda olanlar içindir. Olayın bir de genel tarafı var. Yani çocuk yapan ancak yaptığı çocuklar sonucu anne olmanın kutsallığının ve sorumluluğunun bilincinde olmayanlar var.

Bunların sayıları küçümsenmeyecek kadar çoktur. Bu kesimde olanların üzerinde önemle durmak ve çeşitli faaliyet ve çalışmalarla bu kesimleri aydınlatmak gerekiyor. Geleceğin Alevi inançlı insanlarını yetiştiren bu annelerdir. Bu annelerin donanımlı olması, kendi gerçekliğinin farkında olması ve yine kendilerini eğitip dönüştürmeleri, geliştirmeleri tüm toplumumuz için ve toplumun şahsında tüm insanlık için önemlidir.

Anne olmak, beraberinde çok büyük ve önemli sorumluluklarda getiriyor.

Yeri geldiğinde anne evladı için gözünü kırpmadan canını dahi verebilmektedir. Böylesi bir fedakarlık yapan annenin evladını her şeyden ve herkesten çok sevmesi, onu koruması, üstüne titremesi çocuğun gelişimini her zaman için özlenen boyuta getirmiyor. Bütün sevgi, ilgi, fedakarlığa rağmen çoğu kez çocuk ailede alması gerekenleri almıyor. Bunun neticesinde çocuk gelişimini eksik şekilde tamamlıyor/tamamlayamıyor.

Bunun olmaması için annenin sevgi, ilgi, fedakarlığın yanı sıra eğitim ve bilinç ile çocuğuna yaklaşması, onu yönlendirmesi, çocuğun sorularına asgari düzeyde cevap bulabilmesi, yine sorunlarına çözüm getirmesi gerekmektedir.

Çocuklar söylenenden çok yapılanları dikkate alırlar. Mesela eğer anne çocuğuna sigaranın zararlarını anlatıp kendisi sigara içiyorsa, çocuk bu söylenenleri ciddiye almaz. Yapılan ciddiye aldığından, anne rol model olduğundan (elbette baba da veya başkaları da rol modeldir. Ancak bizlerin toplum gerçekliğinde annenin ağırlığı, etkileyiciliği, çocuk üzerindeki dominantlığı tartışılmaz) ona göre bir davranışın, bir üslubun sahibi olmak gerekiyor.

Kendimizin uygulamadığı şeyleri çocuğumuzun yapmasını istemek sonuçsuz bir istemdir.

Kısaca şunu anlatmak istiyoruz: anne, anne olduğunu, değerli, kutsal olduğunu, çocuğu şekillendiren en önemli kişi olduğunun bilincinde olarak davranmalı, hareket etmeli ve buna göre bir bilinç düzeyine ulaşmayı istemelidir. Kendisini eğitmeyi, geliştirmeyi esas alıp basit, geri, tutarsız ne varsa kenara atmalıdır.

Bu noktada anne olmak, kadın olmanın, insan, kamil insan, irfan sahibi insan olmanın en önemli sürecidir. İnsan nasıl ki hayatın tümünde her zaman bunu isteyip arzuluyorsa ve buna ulaşmak için çabalıyorsa, annelik ile de bu istemini taçlandırmalıdır.

Anneliğin yaşattığı yoğun ve tarif edilmez duyguların, getirmiş olduğu sorumluluğun kemalet yolunda ilerletici bir işlevi vardır.

Bizlerin bir çok kadın ereni vardır ve bu erenlerimiz öyle münzevi hayatlar yaşamamışlardır. Aile ve çocuklar hayatlarında hep olmuştur.

Kadınlarımıza uygun olan, anneliğin bilincinde olarak sağlıklı çocuklar yetiştirmek, cennet atmosferinin hakim olduğu  huzur dolu aileler geliştirmektir.

Bunu yapacak öz kadınlarımızda var.

Öyle imkansız ve zor bir şey değil bu. Eğitim, bilinç, ikrar ile elde edilecek şeylerdir ve zaten sayısız böyle ailelerimizde vardır.

Dileğimiz, isteğimiz, temennimiz böyle ailelerimizin, çocuklarımızın çoğalması ve bunların toplumumuzda çoğunluk hale gelmesidir.

Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!