atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilerde Meşru Müdafaa

Alevilik inancı; insanı, insanın mutluluğunu, huzurunu, anlamlı ve mutlu bir hayat yaşamasını, kendisi ve çevresiyle uyumlu bir hayat yaşamasını esas alan, cinsiyet ve ırk ayrımı yapmayan, savaşı ve şiddeti reddeden, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, insancıl, barışçıl bir inançtır.

Hoşgörü, sevgi, kardeşlik, dayanışma ve benzer güzelliklerin tüm insanlar arasında; dini, dili, rengi, cinsiyeti, ırkı ne olursa olsun tüm insanlar arasında hakim olmasını öğütleyen bir inançtır Alevilik.

Misyonerlik ve başkasını zorla kendisine benzetmeye, Alevi yapmaya çalışmaz Aleviler. İnançları, renkleri, ırkları farklı insanları inançlarına, ırklarına, renklerine göre değerlendirmez Aleviler. Kişiliklerine, saygı ve olgunluklarına, hayata, insana, doğaya bakışlarıyla değerlendirir Aleviler.

Ve Aleviler tarihleri boyunca hiç bir zaman din adına savaş çıkartıp başka insanların kanına girmemişlerdir. İnançları farklı diye kimseyi öldürmemiş, bu tür ölümleri de ret ve mahkum etmişlerdir. Bunun için yıllar yılı dağ başlarında, ücra yerlerde yaşamış ama insancıl bakış açılarını asla değiştirmemişlerdir.

Ne yazık ki Alevilerin böyle insancıl ve barışçıl olmaları, dinleri, ırk kimliklerini siyasi amaçları için kullanan, sömürü araçları olarak kullananlar için bir anlam ifade etmiyor. Onlar, Alevilerin de yaşadıkları coğrafyalarda hala inançları farklı ve kendileri gibi inanıp düşünmüyor diye herkes hakkında ölüm fermanları, fetvaları vermeye ve bu fermanları uygulayacak yapıları, kişileri bulmaya devam ediyorlar.

Ne yazık ki hala Ebu Suud Efendilerin Aleviler hakkında vermiş oldukları ölüm fetvaları güncelliğini koruyor ve yine ne yazık ki bu fetvaları sahiplenip savunan iktidarda olan gruplarda var.

Böylesi bir zihniyetin hakim olduğu Ortadoğu, Ortaasya, Kuzey Afrika ve daha başka bölgelerde Alevilerin ve Alevi olmayan ancak Alevilere yakın olan, egemen Sünni dairenin dışında kalan inançların, toplulukların, zümrelerin can güvenlikleri yoktur. Bu türden inanç grupları, egemenlik alanı dışında kalan farklı etnik kimlikler her an büyük kıyımlar yaşayabilirler. Bu güne kadar nice nice küçük çaplı ölümlerin olması, yani büyük kitlesel kıyımların olmaması olayın dünya kamuoyu açısından vahametini ortaya koymamıştır. Hoş, dünya kamuoyu bu bölgelerde meydana gelecek kıyımlarda Alevilerin ve Sünni daire dışında kalan grupların kıyımlarına karşı pek bir duyarlılık göstermez. Geçmişte yaşanmış olan onlarca katliam duyarlılığın veya bir müdahalenin olmayacağını gösteriyor. Dolayısıyla başta can güvenliği olmak üzere her tür yaşamsal haklarını korumak birincil derecede katliam tehdidiyle karşı karşıya olanların görevidir.

Aleviler din adına savaşı reddeden ve bu tür savaşları nefretle kınayan bir toplumdur. Alevilerin savaşçı olmamaları kurbanlık koyun oldukları anlamına gelmiyor. Her canlı gibi kendini savunmak, korumak, yaşatmak Alevilerin de hakkıdır. Bu anlamıyla Alevilere yönelik saldırılara, kıyımlara, düşmanlıklara karşı Alevilerin de her yol ve yöntemle meşru müdafaada bulunmaları doğru, yerinde, kaçınılmaz bir davranıştır.

Meşru müdafaa nedir?

Meşru müdafaa hukuksal anlamda da doğru olan, kişinin malına, canına zarar veren eylem ve davranışlara karşı geliştirilen savunmadır.

Eğer yobaz güruhu ellerinde satır ve silahlarla, inancınız Aleviliktir diye veya onlardan başka bir inançtır diye köyünüzü, mahallenizi, hanenizi basıp sizi öldürüp, tecavüz edip, mallarınıza el koyuyorsa, bunlara karşı geliştirmiş olduğunuz her eylem meşru müdafaadır. Bu anlamıyla meşru müdafaa doğada insanda dahil var olan tüm canlıların, canlı olmalarının en tabi refleksidir. Bu gün bir çiçeği bile dalından kolay kolay koparmamanız için dikeni vardır. Küçük bir kedi sizin tarafınızda köşeye sıkıştırıldığında var gücüyle size karşı koymaya çalışır. İşte meşru müdafaa budur.

Ne yazık ki egemen inanç anlayışı farklılıklara saygı duymuyor. Herkesi kendisine benzetmeye çalışıyor, kendisi dışındaki tüm inançları sapıklık olarak algılayıp yok edilmesi gereken küfür inançları olarak beyinlere şırınga ediyor. Hal böyle olunca da kardeşlik, sevgi, saygı, barış ve huzur ortamı yerine savaş, baskı ve katliam hakim oluyor. Bu zihniyetin hakim olduğu veya var olduğu bütün coğrafyalarda her zaman için baskı ve katliamlara hazırlıklı olmak gerekiyor.

Meşru savunmayı birazda bu temelde ele almak ve Aleviler olarak gereklerini yerine getirmek gerekiyor. Örneğin tıpta “koruyucu tip” diye bir kavram, bir tıbbı müdahale yöntemi var. Mesela grip olmamak için grip aşısı olmak bu koruyucu tip kavramına girer. Kişi daha hasta olmadan hastalığının önlemini almıştır.

Alevilerde böyle yapmalıdır. Katliama uğramadan, uğramamak için önlemlerini almaları gerekiyor. Bu daha çok birlik, örgütlenme, bilinçlenme demektir.

Alevilik yoluna hizmet eden, az veya çok bu inanca bağlı olanlar başta olmak üzere tüm Alevilerin güç birliği yapmaları, mevcut kurumları, cemevlerini güçlendirmeleri, yenilerini hayata geçirmeleri gerekiyor.

Hayatın her alanında örgütlenmeleri, birlik geliştirmeleri Aleviler için zorunludur. Bu olmadığı takdirde Aleviler için geçmişte yaşadığımız gibi çok geç olabilir.

Aleviler her konuda aynı fikirde, düşüncede olmak zorunda değiller. Ancak söz konusu olan can, mal güvenlikleri ve gelecekleridir.

Alevilerin güçlü örgütlenmeler oluşturmaları zorunlu ve mümkün olan bir durumdur. Alevilerin güçlenmesi, örgütlenmesi, birlik olması savaş çığırtkanlığı manasına gelmiyor. Zaten Aleviler için savaş lanetlidir. Aleviler güçlenip örgütlendikçe lanetledikleri savaşın, katliamın, baskınında önüne geçmiş olurlar.

Aleviler açısından meşru müdafaaya yüklenen anlamı böyle özetleyebiliriz.

Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!