atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilikte Kadın

 

Erkek dışı sorulmaz, muhabbetin dilinde.

Hakk'in yarattığı her şey, yerli yerinde.

Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.

Noksanlık da, eksiklik de; senin görüşlerinde.

Hacı Bektaş Veli

Hacı Bektaş Veli'nin güzel vecizelerinde dile geldiği gibi, Alevilik inancında kadın erkek ayrımı yok.

Alevilik inancı insanı kadın veya erkek diye ayrı ayrı değerlendirmeyip, insanı cins kimliğinden ziyade, can olarak görüyor. Canın kadın veya erkek olmasının ne bir avantajı, nede dezavantajı var. Esas olan inancın öngörmüş olduğu ham ervahlıktan kurtulup insan-ı kamil mertebesine ulaşıp gerçek manasıyla can olabilmektir.

Alevilik inancında kadın erkek ayrımı yok ve gerçek anlamıyla inanç boyutuyla kadın, başka inançlarda olduğu gibi dış kapının dış mandalı değil, esas ve tamamlayıcı olandır. Hatta bir çok yönüyle inançta konumu erkekten daha öndedir.

İnanç anlamıyla bir ayrım olmaması Alevi kadının dünyada binlerce senedir egemen olan erkek anlayıştan etkilenmediği manasına gelmiyor.

Sünniliğin hakim ve egemen olduğu bir toplumsal yapıda, Aleviliğin her zaman için baskı ve katliamla yaşadığı şartlarda, Aleviliğin tam olarak, bütün boyutlarıyla hayat geçirilmesi mümkün değil. Hayat geçmeyen, pratikleşmeyen Alevilikte kadında inançta öngörüldüğü şekliyle elbette ki hak ettiği yerde, konumda değil. Bu konumda olmamak Alevilikten ziyade başka faktörlerin etkili olmasından kaynaklanıyor.

Şunu bir kez daha açık ve net şekilde vurgulayalım: Alevilik inancında kadın erkek ayrımı olmadığı gibi bazı durumlarda erkekten ziyade kadın, başta ana olması hasebiyle bir çok noktada erkekten daha ayrıcalıklı bir konumdadır. Alevilik erkek egemenlikli bir inanç değildir. İllada inançları birilerinin egemenliğine koyarsak, daha çok kadın egemenlikli bir inançtır.

Alevilikte kadın ve erkeğin aynı ve eşit olması pratikte de bu durumun yaşandığı sonucunu doğurmuyor. Pratikte ne yazık ki kadın ve erkek nasıl ki tüm toplumlarda eşit değilse, nasıl ki erkek egemen bir anlayış hayatın her alanında hakimse, aynı durum Alevi toplumu içinde geçerlidir. Belki diğer bazı inanç toplumlarından daha az eşitsizlik var veya kadın daha az eziliyor. Ancak sonuçta tam anlamıyla bir kadın erkek eşitliğinden söz edemeyiz ve kadın erkek egemen anlayışın neticesinde hayatın çokça alanlarında çok geri bir konumdadır.

Asırlardır oluşmuş, din dahil bir çok toplumsal kurumda ilke olarak yer edinip iyice kurumsallaşmış olan erkeğin egemenliği öyle kolay yıkılacak, esnetilecek bir egemenlik değildir. Bu noktada Alevi kadını aslında çok şanslı bir konumdadır. Çünkü din-inanç bağlamında Alevi kadını eşit ve her hakka sahip bir konumdadır. Feodalite ve başka dış etmenlerle mücadele edip kendisini geliştiren Alevi kadını, diğer inançlardaki hemcinslerine oranla daha çabuk ve kolay kendisini gerçekleştirip hayatın her alanında olması gerektiği gibi söz ve eylem sahibi olabilir. Bu manasıyla Alevi inançlı bir kadın olmak, Alevi kadınlar için önemli bir şanstır.

Alevi kadını nasıl gelişip hayatın her alanında hak ettiği konumda olabilir?

Kadını erkeğiyle Alevi toplumu zaten bir bütün olarak olması gerektiği bir konumda değil. Yani Alevilikten kaynaklanan, Alevi olmanın sonucu oluşmuş bir takım yasaklar, baskılar ve bunların neticesinde bilinçsizlik, yozluk, kendine güvensizlik, egemen Sünni anlayışın ve başka oluşumların propagandaları sonucu inanç kırılmaları yaşıyor Alevi toplumu. Bu anlamıyla Alevi kadınıyla beraber Alevi erkeği de öyle diğer inanç topluluklarındaki hemcinsleri gibi egemen ve kendini gerçekleştirmiş değil. Erkek olmaktan kaynaklanan bazı avantajları olsa da sonuç itibariyle Alevi olunduğundan Alevi erkeği de istenilen düzeyde bir konumda değil.

Alevi kadının kendini var etmesi, gerçekleştirmesi Alevi erkeğini de beraberinde hak ettiği konuma yükseltecektir. Bu haliyle Alevi erkeği de yarım ve eksiktir.

Alevi kadının hak ettiği konumda olması (bu bütün kadınlar içinde geçerlidir), öyle bir takım yasalarla olacak bir şey değildir. Yasalar kolaylaştırıcı bir işlev görmekle beraber esas olan kadının kendi adına mücadelesidir.

Kadının mücadelesi erkek düşmanlığı yapmak, baskılarla korunmaya çalışılan ve böylece işlevini tam olarak yerine getirmeyen bazı gelenekleri tümden yıkmak, her tür ahlak kuralına karşı gelmek, her şeye isyankar bir şekilde karşı gelip hiç bir değer tanımamak seklinde olmamalıdır.

Erkekler beraber, erkek düşmanlığı yapmadan, var olan ve toplumsal anlamda önemli kazanımları olan değerleri dıştalamadan sabır ve kararlılıkla, doğru ve güzel olanı inşaa etmek gerekiyor (bu noktada Alevi kadını kendine özgün kadın örgütlenmesini yapabilmeli, bu araçlarla mücadelesini daha verimli yürütmelidir).

Yani kadın “eşit olacağım, özgür olacağım, kendimi var edeceğim” diye ucuz bir erkek kopyası olmamalıdır. Öyle bir anlayış geliştirip kadının var olmasını dar bir çerçeveye hapsederse ve böylece erkekten nefret eden ama pratikte basit bir erkeklik kopyası olan bir kadın olacaksa, bu şimdiki halinden bile geri bir konum olur.

Yine kadın eşitliği, konumu tartışıldığında ailede, ev işlerinde bir takım görev bölümleri veya kadının daha çok ev işi yaptığı ve erkeğinde yapması gerektiği gibi basitliklere kaçılmamalıdır. Yani erkek evde bulaşık yıkarsa, evi süpürürse kadın eşit ve özgür mü olmuş olur? Bu tür basitliklere kapılmamak gerekiyor. Esas olan zihniyettir. Düşünsel değişim, bilinç sıçraması, eğitim ile bazı şeyler elde edilir.

Alevi inançlı kadın temel inanç değerlerine bağlı kalarak, kendisini eğitip geliştirerek, değişimi ve gelişimi basit şeylere indirgemeyerek ve olayın özünü kavrayarak, yani ana olmanın, kadın olmanın ve bunun tarihsel gelişiminin bilincinde olarak, özellikle annelik boyutuyla kutsal ve önemli bir varlık olduğunun, değerli olduğunun bilinciyle hareket ederse, sonuç alması daha kolay ve yerinde olur.

Toplumsal olarak gözlemlediğimiz ve hiç doğru bulmadığımız bazı durumlar yaşanıyor Alevi kadınlarında. Aileye değer vermemek, kadının eşitliğini erkeğin mutfak işlerini yapmaya indirgemek, erkeklerin yapmış oldukları ve reddettiğimiz ahlaksız davranışları kopyalamak ve benzer davranışlar, tutumlar... Bunlar erkeğin basit bir kopyasından başka bir şey değildir. Erkek bunları yapmakla, örneğin en temel ahlak kurallarını çiğnemekle, yoz kültürü benimsemekle, alkol, kumar ve benzer oyunlar oynayarak, kendini eğitmeyip bilinç ve kültür düzeyini aşağılara çekerek ve daha benzer olumsuzluklar sergileyerek ve bunları erkeklik adına yaparak nasıl ki güzel ve dogru bir insan değilse, aynı durum kadın içinde geçerlidir. Kadında bu basitlikleri yaparak, bu ucuzlukları birde eşitlik ve özgürlük adına yaparak hiç bir yol alamaz.

Doğru olan kadının temel değerlerini koruyarak kendini geliştirmesi, bilinç olarak gelişmesi, ailedeki davranışları ile aileyi dolayısıyla erkeği de değiştirip dönüştürmesidir.

Alevi kadını şimdilik bu güzel niteliklerden uzak bir konumdadır. Yani özlediğimiz o kendisini geliştirmiş, erkeğin basit kopyası değil, her haliyle kendisini geliştirip güzelleştirmiş, gittiği ortamda saygı uyandıran, kurduğu aile düzeninden dolayı gıpta ile bakılan Alevi kadını ne yazık ki çoğunlukta değildir.

Düşünce, bilinç, inanç, saygı, değerlere bağlılık, ucuz erkek kopyasından uzak durmak.. Bu temel başlıklar altında Alevi kadını kendisini var edebilir. Bu günden yarına olmasa bile uzun vadede Alevi kadını bu eksen etrafında yapacağı eğitimlerle, sohbetlerle, çeşitli faaliyetlerle önemli yol alabilir. Öz olarak Alevi inancında mevcut olan eşitliği hayata aktarmak, yaşamsal kılmak, düşünce ve davranışlarıyla fetheden bir kadın olmak mümkün.

Alevi kadınana yakışanda budur. Olması gerekende budur.

Not: Bu yazı Remzi Kaptan'ın bir sohbetinden derlenmiştir.

Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!