atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Hastalık

Remzi KAPTAN   remzi.kaptan@yahoo.com

 

İnsanın yaşama dair bazı önemli detayları öğrenmesi/görmesi için ille de hastalanması gerekmiyor. Ancak gözlem ve deneyimlerimize güvenerek diyebiliriz ki insanların, hepsi olmasa bile çoğu hastalandıklarında bir çok gerçeği daha doğru kavrıyorlar.

Her ne kadar da böyle bir sonuca ulaşmak gibi bir amacımız olmasada neticede çıkardığımız sonuç; hastalığın insana bir çok şeyi anlamada, öğretmede, kavramada iyi bir deneyim olduğu sonucudur. Gönül arzu eder ki, insanoğlu hastalanıp acılar içinde kıvranmadan da bazı gerçekleri kavrasın. Fakat insanoğlu tehlike kapıya dayanmadan önlemini almıyor. Sağlığında bazı önemli gerçekleri, değerleri bilmez ya da hasta olmak için vücuduna, ruhuna zararlı ne varsa ondan korunmaz. Hatta bazı durumlarda sağlığını bozacağını bile bile bazen yanlış davranışlar içine girer.

İnsanın hastalanması beraberinde bir çok soruyu ve sorunu da getiriyor. Bir taraftan hastalığın nedenlerini sorgulama, diğer taraftan iyileşmek için tedavi imkânları. Bütün bunlar bir yana, vücut kendini tekrar eski düzenine koymak için var gücüyle çabalamaktadır. Hastalığa yol açan bakterilere, mikroplara, virüslere karşı insan bedeninde bizlerin göremediği amansız bir savaşım var.

İnsanlar hastalandıklarında yeni bir sürece girmiş olurlar. Bazı insanlar en hafif ve etkisi, tahribatı az olan bir gripte dahi bu süreci yakalayabiliyorlar. Bazı insanlar da en amansız hastalığa yakalansalar bile eski süreçlerini devam ettirebiliyorlar.

Hastalık insana bazı yaşamsal gerçekleri, neyin öncelikli olduğunu hatırlatıyor. İnsan en çok hastalandığında Yaratıcısını arıyor, anıyor. Hastalık bazı gerçeklerin kavranmasında bir başlangıç oluyor. Hastalık, ölüm gerçeğinin hissedilen işareti gibi. Bu işaretten gereken anlamları çıkaranlar için yaşamlarını yeniden gözden geçirebilecekleri bir süreç başlıyor. İnsan hastalandığında, bedeni takatsiz kaldığında, ağır acılar içinde kıvrandığında o güne değin kendisi için önemli saydığı bir çok önceliği, mesela çok para kazanmak, servet sahibi olmak, iktidarlı, şöhretli, mevki makam sahibi olmak gibi yığınla uğraşın boş, anlamsız olduğunu görür. Tekrar eski sağlığına kavuşmak için bütün servetini vermeye hazırdır. Yeterki bir an önce bu acılardan kurtulsun. Ancak genelde bu süreç başladığında, iş işten çoktan geçmiş oluyor. Bundan sonra o insana hayıflanmak, dövünmek, giden günlere yanmak kalıyor.

Böylesi bir durumda insanın aklına Jorge Luis Borges’in ‘Anlar’ adlı şiiri ile William Shakespeare’in ‘Yaşam ve Korku’ adlı şiiri geliyor.

Borges’in ‘Anlar’ adlı şiiri şöyle:

 

Eğer, yeniden başlayabilseydim

Yaşamaya,

İkincisinde, daha çok hata

Yapardım.

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü

Yatardım.

Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım

Kadar,

Çok az şeyi

Ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.

Daha çok riske girerdim.

Seyahat ederdim daha fazla.

Daha çok güneş doğuşu izler,

Daha çok dağa tırmanır, daha çok

Nehirde yüzerdim.

Dondurma yerdim doyasıya ve daha

Az bezelye.

Gerçek sorunlarım olurdu

Hayali olanların yerine.

Yaşamın her anını gerçek ve verimli

Kılan insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer,

Yalnız mutlu anlarım olurdu.

Farkında mısınız bilme.

Yaşam zaten budur.

Anlar, sadece anlar

Sizde anı yaşayın

Hiç bir yere yanında termometre, su,

Şemsiye ve paraşüt almadan,

Gitmeyen insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer,

Hiç bir şey taşımazdım.

Eğer yeniden başlayabilseydim,

İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır

Atardım.

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm

Çıplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin

Tadına varır,

Çocuklarla oynardım, bir şansım

Olsaydı eğer.

Ama işte 85’indeyim ve biliyorum...

Ölüyorum...

 

Bazı kimseler farklı algılayıp yorumlasa da bizce Borges’i tamamlar şekilde William Shakespeare de şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:

İnsanların çoğu sevmekten korkuyor,

Kaybetmekten korktuğu için.

Sevilmekten korkuyor,

Kendisini sevilmeye lâyık görmediği için.

Düşünmekten korkuyor,

Sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor,

Eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor,

Reddedilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor,

Gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor,

Dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor,

Aslında yaşamayı bilmediği için.

 

Bütün bu belirtilenlerden yola çıkarak, kendi yaşamımızı hastalanmayı beklemeden de  gözden geçirebiliriz. Bizler için gerçekten öncelikli olan nedir?

Yaşamımız nasıl bir seyir içinde?

Hayatımıza gereken anlamı ve önemi veriyor muyuz?

Yaşamı, dünyayı, evreni ne kadar tanıyoruz?

Kendimizi ne kadar tanıyoruz?

Yaşamdan beklentilerimiz neler?

Bencil, bireyci, rüşvetçi, yoz... bir yaşam sahibi miyiz?

Yoksa erdemli, özgeci, ahlâklı, onurlu... bir yaşam sahibi miyiz?

Bir takım toplumsal, siyasal, ekonomik kaidelere tâbi bir yaşamımız mı var, yoksa özgürlükçü, değerlere bağlı bir yaşamımız mı var?

Her şeyden önemlisi de, yaşamımızı ne kadar kendimiz yönlendiriyoruz?

Kendimiz özgür irademizle yaşamımızı yönlendiriyor, belirliyor sanırken arka planda başka aktörler, başka hesaplar mı var?

Kendimize karşı ne kadar samimi ve dürüstüz?

Sorulara verilen cevaplar ne kadar samimi ve içten?

Yoksa herkesi kandırmaya, aldatmaya çalıştığımız gibi kendimizi de mi aldatıp, kandırıyoruz?

Kendimizi sorgulamaya, yanlışlarımızı, hatalarımızı tespit etmeye, doğrularımıza güvenmeye, bunun sonucunda da anlamlı bir yaşama, özgür, gerçekçi, dolu dolu, dostça, paylaşımcı bir yaşama var mıyız?

Öyleyse buyurun...

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!